2 Nisan 2008 Çarşamba

sakinlerinin kaleminden "mekân"

mekân'dan detaylar III
2 alttaki yazıya gönderdiği uyarı-dikkat çekme niteliğindeki commentıyla genç dergisi'ndeki Popüler Kültür: Yıkılsın Kıraathaneler Açılsın Kitap Kafeler başlıklı sami yaylalı yazısına dikkatimizi çeken muhtemel mekân sakini arkadaşımıza teşekkür ederiz. bu durumda elbette az önceki linkten sizler yazının tamamını okuyabilecekken bizler de burada "mekân"dan bahseden kısmı alıntılayacağız.

Ankara’da kitapkafe denilince ilk akla gelen yer Mekan. Sahipleri kıraatevi dese de biz bunu bir tevazu olarak görüyoruz. Kendisine kıraatevi diyen yerler ile burayı karşılaştırmak ne mümkün.
Mekân bize kapılarını “Cennet mekanınız olsun.” diyerek açıyor. Biz de buraya besmeleyle giren ilk insan olmadığımızı fark etmenin huzuru ve güveniyle içeri giriyoruz. Gözümüze çarpan ilk şey: Dergilik. Dergilere bakınca Genç’i de orada görmek gurur verici (ama çoğu zaman Genç’i göremezsiniz, beğenenler evlerine götürüyor galiba ;) Sonra dergiliğin karşısında kitaplık var. Kemal Tahir’den Sezai Karakoç’a Necip Fazıl’dan Orhan Pamuk’a kadar her türlü yazarın kitabına ulaşabilirsiniz. Kitaplığın önündeki masalardan birine oturup salebinizi içerek kitabınızı okuyabilirsiniz. Denedim yazılar hep tarçın tadındaydı.
Mekân’da sadece kitaplık yok tabiî ki. Hava karardığında dev bir kurbağa siluetinin belirdiği camın önündeki saz ve gitarı diğer insanlara rahatsızlık vermeyecek şekilde çalabiliyorsunuz. :)
Mekân’da Çarşamba akşamları söyleşiler düzenleniyor. Hakan Albayrak, Sadık Yalsızuçanlar, Ayhan Bilgen, Şaban Abak ve daha birçok yazar, düşünür, şair “semaya bakarak” aşındırdı Mekan’a çıkan o zorlu merdivenleri. Cemaat.com Ankara’daki toplaşmalarını genelde Mekân’da düzenliyor. Hakan Arslanbenzer Cuma akşamları şiir toplantıları yapıyormuş.
Mekân sıcak günlerde şüphesiz daha bir güzel. Terasta Ankara manzaralı çay ve kitap keyfi kolay bulabileceğiniz bir şey değil doğrusu. Mekân’da bir şey yemek isterseniz o da var. Gül böreği benim favorimdir. Satranç gibi vaktinizi çalsa da aklınıza katkıda bulunacak oyunlar da mevcut Mekan’da. Ve böyle güzelliklerine özelliklerine hayran kala kala çıkıyoruz Mekân’dan.


mekân'a sarfettiği övgü dolu sözlerden ve kurduğu samimi cümlelerden ötürü sami yaylalı'ya da teşekkürlerimizi gönderiyoruz. bu vesile ile hazır yeri gelmişken bir teşekkür daha, kişisel web sayfasında mekân'ın tanıtımına katkıda bulunan link paylaşımından dolayı olsun.

oldu olacak internet ortamında çeşitli şekillerde mekân'ı zikreden, duyulmasına, bilinmesine, görülmesine vesile olan yerlere de bir selam-kelam olsun:

bir arkadaşımız da bilgi sözlük'te geriyedönüpzaferişaretiyapmaklazım müstearıyla bahsediyor mek'andan -şu şekilde:

ankara da yüksel caddesi inkılap sokakta hali hazır da acık bulunan kafe,sahiplerinin deyişiyle kıraat evi.bir apartmanın teras katında bulunuyor.pek cok basamak tırmandıktan sonra menzile ulasılıyor ancak sahipleri o kadar düsünceli ki,son kata geldiginizde tırmanılan basamakların hemen yanında bulunan duvara ’’ha gayret,az kaldı,basarabilirsiniz,mekan bir kat yukarda’’yazılı not ile müdavimlerini motive ediyor.acılıs maksadının ticaret ve dolayısıyla para olmadıgını iceri girdiginiz andan itibaren dakika dakika daha da farkediyorsunuz.sadece isim yazdırmak ve geri getirecegeniz tarihi belirtmek suretiyle kütüphanelerinden kitap alabiliyor,beş kurusunuz dahi olmadıgında,sonra ödemek üzere yaz tahtaya al haftaya yapabiliyorsunuz *.*.bir masa da oturup bir basınıza pineklerken bir sonraki gidisinizde kendinizi samimi insanların tam da ortasında tadından yenmez bir muhabbetin icinde bulabilirsiniz.cayınızı icin, şükran ablanın elleriyle yaptıgı elmalı turtasını yiyin,yemezseniz ayıp olur,yazık olur,tüh olur,vah olur *.kütüphanesini darma duman edin,hic öyle kitap alacak param yok muhabbetine girmeyin hatta hic birimiz girmeyelim.girmeyelim ki anlayalım hayatta her seyin sadece para olmadıgını,hala birilerinin insan gibi insan oldugu gercegini,herkes bilmese de ,o gercekten insan olma halinin nasıl da kıymetli bir sey oldugunu...girmeyelim ki anlayalım,samimiyetin nasıl güzel sonuclar ortaya cıkardıgını...girmeyelim ki anlayalım allahın sonsuz kudretiyle ne orjinal kullar yarattıgını...sonra o orjinal kullarınının ilan panosuna ’’kitapları okuyun diye koyduk,alıp okusanıza kardesim’’ yazısını,wc’lere ’’kendi rahatlıgınız icin kapıyı kilitleyiniz,tuvaletin rahatlıgı icin peçeteleri çöpe atınız,umumun rahatlıgı icin temizlige dikkat ediniz,cıkarken ışıgı kapatınız...’’ yazısını...vs.
hamiş:sigara icmemek yasak burada.ya icersiniz ya icersiniz ya icersiniz ya da icersiniz ya da pasif icici olursunuz.öyle işte


göklemez namlı bir başka sakinimizin ekşi sözlük'te kayda geçirdiği "yüksel caddesi inkılap sokak'ta bulunan, ankara'nın kanaatimce en ferah ve meskun mahali. ikinci evim mesabesinde" cümlesinin hemen ardından ise efb rumuzlu bir mekanzedenin; "yüksel caddesi, inkılap sokak'ta sigara dumanından kitapların seçilemediği bir kıraatevi." diyerek mekân'a dair düşüncelerini veya izlenimlerini ortaya koyduğunu görüyoruz.

ayrıca cemaat.com'da toplaşmalar vesilesiyle , misakonline ve islamisite forumlarında tanıtmak ve duyurmak amacıyla mekân'dan zaman zaman bahsedildiğinin de altını çizmek lazım.

bizim rastladıklarımız, duyduklarımız bunlar.. duymadıklarımızı duyan, görmediklerimizi görenlerin mekan'a telefon, mail, comment yoluyla ya da şahsen başvurmalarını rica ediyor, sözlerimizi mekân sahibinin zor elde edilen beğenisini kazanma şerefine ermiş ve neredeyse mekân'la özdeşleşmiş bir şarkıyla sonlandırıyoruz:

boomp3.com



1 Nisan 2008 Salı

çarşamba söyleşileri -ARA-


her çarşamba mekân'da farklı bir araştırmacı-yazar-okur-çizer vs ile gerçekleştirdiğimiz "çarşamba söyleşileri", yaz molası, devre arası ne derseniz işte o sebepten bir süre bizleri şu aşağıdaki şarki köşenin çevresine konumlandırmayacak. fakat üzülmeyin; nasıl olsa söyleşi
de bulunmuş, bulunma olasıklarını yapısında barındıran ya da barındırmaya aday olan insanlar yine gelip gidecekler mekân'a. yine oturur söyleşirsiniz, yine tartışır barışırsınız. mekân'ı mekân kılan sizin oradaki varlığınız...